Duyuru Listesi

Pıhtı önleyici tedavi metal kalp kapağı takılan veya bazı damar hastalıkları nedeni ile tedavi edilmiş kişilerde sık kullanılan bir tedavidir. İlacın en önemli özelliği sabit bir kullanım şekli olmamasıdır. Aynı insanda bile zaman içinde kan kontrolü yapılarak kullanım şeklinde ayarlama yapılması gerektiğinden bu ilacı kullanan hastaların aylık periyodlar ile kan testi yaptırmaları tavsiye edilir. Coumadine kullanan bayanların hamile kalmaması gerekir; ilaç bebek üzerine en tesirli ilaçlar arasındadır ve kürtaj gerektirir. Bebek planlayan hastaların mutlaka öncesinde hekimlerine danışarak tavsiye almaları gerekir. İlacın hekim bilgisi dışında bırakılması veya yanlış dozlarda kullanılmasının ciddi sorunlara neden olacağı unutulmamalıdır. Kanamaya ciddi meyil oluşabileceği için hastaların travmadan uzak durması, ülser gibi kanamaya öncü hastalıkları tedavi ettirmeleri önerilir. Devamını Oku... »

Kalp kapaklarının tamiri esnasında kapağın genel yapısını tamir sonrası destekleyecek bazı “ring” dediğimiz protezler kullanılabilir. Bu protezler operasyondan kısa bir süre sonra kalp içi doku ile tamamen kaplandığı için özel bir soruna neden olmazlar. Kalp kapağı değiştirilen hastalarda günümüzde biyolojik veya metal yapıda olmak üzere 2 tip kalp kapağı protezi kullanılmaktadır. Biyolojik kapaklar hayvanların kalp ile ilgili dokularından elde edilen modern protezlerdir. Doğal kapak yapısına yakın kan akımına imkan sunması ve coumadine isimli pıhtı önleyici ilacın sürekli kullanılmasının gerekmemesi bu kapakların avantajlarıdır. Dezavantajları ise bazı metabolik bozukluklar karşısında deforme olabilmeleri ve 10-15 yıl ile sınırlı ömürlerinin olmasıdır. Bu süre sonunda hastaların tekrar ameliyat olarak biyoloji,k kapaklarının yerine yeni bir kapak takılması gerekir. Metal kapaklar ise çelik ve titanyum aksamları olan modern protezlerdir. Belli bir ömürleri olmayan dayanıklı cihazlardır ancak ömür boyu pıhtı önleyici tedavi alınmasını gerektirirler. Devamını Oku... »

Kapakların yapısal bozukluklarından oluşan hastalılarda ne yazık ki bu bozulmaların ilaçlar yardımı ile giderilmesi mümkün değildir. Tüm dünyada izlenen kılavuzların ışığında hastalar kalpte belirli deformasyonlar veya bozulmalar başlayana kadar ilaçlar yardımı ile takip edilir; ancak hastalık sürecinde kapakların harabiyeti belli bir düzeye ulaşınca hasta kapaklar tamir edilir veya değiştirilir. Tüm kapak hastalıklarında cerrahi tedavi gerekli görülmediği sürece hastaların periyodik olarak 6 aylık veya yıllık takipleri gereklidir. Devamını Oku... »

En çok karşılaşılan yakınma erken yorulma ve eforla oluşan nefes darlığıdır. Efor kapasitesi giderek azalır ve ileri dönemlerinde kişi günlük işlerini yaparken bile zorlanmaya başlar. Diğer bir bulgu çarpıntıdır. Bu efor kapasitesinde azalma nedeniyle kalp hızının erken yükselmesinden olabildiği gibi kapak hastalılarının ileri dönemlerinde görülen ritim bozulmalarından da kaynaklanabilir. Devamını Oku... »

Daralma veya yetmezlik sonucunda kalp içi boşluklarda kan miktarı artarsa basınç artar ve o boşluk büyümeye başlar. Ardından kalp kasının kasılması bozulur ve geriye doğru bütün boşlukların basıncı artar. Kalbin sol yanında yer alan aort ve mitral kapakların ileri hastalıklarında akciğer yüksek tansiyonunun eşlik ettiği sol kalp yetmezliği dediğimiz tablo oluşur. Kalbin sağ yanında yer alan kapaklarda oluşan ileri hastalıklarda ise vücutta ödemler ve iç organ büyümeleri ile karakterize sağ kalp yetmezliği dediğimiz tablo oluşur. Hastalarda kalp kapaklarının kalp yetmezliğine neden olmadan tedavi edilmesi hastanın kalan hayatındaki yaşam süresi ve kalitesi açısından çok önemlidir. Devamını Oku... »

Kalbimizin anatomik yapısında 2 tanesi kulakçıklar ile karıncıklar arasında olmak üzere kalbin içinde (Mitral ve Triküspid kapaklar); 2 tanesi kalpten çıkan büyük damarlar ile kalp arasında yer alan (Aort ve Pulmoner kapaklar) toplam 4 adet kapak vardır. Bu kapaklar kalp içinde kanın tek yönlü akımını temin eder. Kapak hastalıklarında : - Kapak tam olarak açılamadığı zaman kan akımda tıkanmaya neden olur. Buna kapak darlığı adı verilmektedir, - Kapak tam olarak kapanamazsa bir miktar kan akımı geldiği odacığa geri kaçar. Buna kapak yetersizliği adı verilir, - Kapaktaki sorun hem darlık hem yetersizlik şeklinde olabilir. Devamını Oku... »

Kalp hastalığı ve bu hastalığın tedavisi ne yazık ki insanlarda ölüm korkusunu gündeme getiren bir olaydır. Özellikle kalp operasyonlarında hastanın maruz kalabileceği olumsuzluklar hakkında bilgilendirme sonrasından kişilerde yoğun bir ölüm duygusu ve stres olur. Bu stresin etkisi bazı hastalarda tedavinin sonlarında bile devam edebilir. Bundan ayrı olarak özellikle kalp ameliyatı olan kimseler kendilerini bu dönemden itibaren yarım insan olarak değerlendirebilirler, tamamen yanlış olan bu düşünce etkisi ile eski sağlıklarına tekrar kavuşamayacaklarını sanabilme. Bu durumların yol açtığı stres ve depresyon hali genellikle ilk ay içinde kendiliğinden düzelmekte, bazı hastalarda profesyonel psikolojik destek ihtiyacı da gerektirebilmektedir. Devamını Oku... »

Doktorunuz tarafından aksi beyan edilmediği sürece genellikle kalp operasyonundan 7-10 gün sonra hastalar belli şartlarda seyahat edebilirler. Genellikle her taşıma aracı ile seyahatin mümkün olmasına rağmen bu hastaların ne şekilde ve hangi şartlarda seyahat edebileceği konusunda mutlaka ilgili hekimden görüş alınmalıdır. Devamını Oku... »

Kalp operasyonlarının çoğu göğüs ön kemiği kesilerek gerçekleştirilir. Ameliyat Sonrası ilk haftalar içinde bu kemiğin kaynama sürecinde hastaların korunma amacı ile yan yatmamaları, ağır yük taşımamaları, araç kullanmamaları, göğse darbe almamaları istenir. Hastalar genellikle operasyonda 30-45 gün sonra normal eski günlük hayatlarına dönebilirler. Bu süreçte hekimleri tarafından önerilen ilaçların tam ve düzenli kullanılması; önerilen periyodik muayenelere gitmeleri çok önemlidir. Devamını Oku... »

Bu soru en çok karşılaşılan sorulardan biridir. Hastaların damar yapıları ve tıkanıklık derecelerinin farklılık göstermesine rağmen genellikle 1 veya 2 damarında kısa mesafeli tıkanıklığı olan hastalar stent ile tedavi edilebilmektedir. Ancak hasta damar sayısı fazla olan, tıkanıklık oranı yüksek ve uzun mesafeli olan hastalar, daha önce stent uygulanmış, ancak sonrasında tıkanma gelişen hastalar operasyona aday hastalardır. İstisnai olarak ameliyatı kalp veya diğer organların sorunları nedeni ile çok yüksek risk taşıyan hastalarda, beklenen yaşam süresi kısa olan kanser hastalarında stent işlemi operasyona alternatif düşünülebilir; ancak bilinmelidir ki bu tip hastalarda da hedeflenen her damarda açıklık genellikle mümkün olmamaktadır. Devamını Oku... »

Tüm dünyada en fazla yapılan kalp ameliyatı olan "Koroner By-pass ameliyatı" sadece kalbin değil akciğerler, böbrekler, beyin, karaciğer gibi diğer organlarında önem taşıdığı bir ameliyattır. Bu organlarda daha önce bulunan hastalıklar ameliyatın sonucunu etkileyebileceğinden koroner By-pass operasyonunun riski kişiye özel bildirilmelidir. Bugün ulaşılan ameliyat teknikleri ve tecrübeleri sayesinde kanser, böbrek yetmezliği, çok ileri yaş hastaları bile bu operasyona rahatlıkla alınabilmektedir. Yüksek riskli hastalarda kalbi durdurmadan yapılan ameliyatlar beklenen başarıyı arttırmaktadır. Bilinmelidir ki kalp damarları tıkalı olup da tedavi edilmeyen hastalarda beklenen ölüm riski ameliyat esnasında kişilerin maruz kaldığı tehlikeden çok daha fazladır. Devamını Oku... »

Hangi hasta grubuna koroner by-pass operasyonu gerektiği tüm dünya kalp cerrahlarının ortak olarak oluşturdukları tedavi kılavuzu tarafından detaylı olarak tarif edilmiştir ve hastalar bu kılavuza göre yönlendirilir. Buna göre kabaca: ana damar diye tabir edilen kök koroner segmentinin tıkanması, 2 veya daha fazla koroner arterinde daralma oluşması veya mevcut daralmaların kardiyolojik yöntemler ile açılamaması, kalp için önem taşıyan kalbin ön yüzü damarının tek başına tıkanması ve kardiyolojik olarak açılamaması operasyon gereği olarak kabul edilir. Devamını Oku... »

Koroner by-pass koroner arterlerin tıkanması hastalığında, mevcut tıkanıklıkların stent-balon gibi yöntemlerle açılmaması veya çok miktarda stentin aynı anda aynı anda uygulanması gerekliliğinde uygulanan ameliyat yöntemidir. Bu ameliyatta tıkanıklıkları açmak yerine, tıkalı olan bölgenin damar köprüleri oluşturularak atlatılması söz konusudur. Koldan, bacaktan ve vücudun iç kısımlarından alınan ‘yedek damar’ parçaları greft adı altında kullanılarak bu köprüler oluşturulur. Devamını Oku... »

Herhangi bir koroner damar içinde damar lümenini %70 ve üzerinde daraltan plaklar kritik plak olarak kabul edilir ve tedavi mümkün olduğu nispette bu darlıkların açılmasını amaçlar. Bu damarların açılması için temel yöntemler PTCA dediğimiz balon ile açma işlemi; stent yerleştirme veya koroner by-pass ameliyatıdır. %70 altında yer alan darlıklar istisnai durumlar olmadığı müddetçe ilaç tedavisi altında takibe alınır. Devamını Oku... »

Koroner arter hastalığından şüphelenilen hastalara EKG ve efor testi dediğimiz koşu testi % 85-90 dolayında tanı koydurabilmektedir. Ancak tanının kesinleşmesi ve tedavinin planlanması için koronerlerinin hasta olduğu şüphesi edinilen hastalara koroner anjiografi önerilir. Bu işlem kasık veya kol damarları kullanılarak yerleştirilen çok ince kateterler yardımı ile kalbin koroner damarların filmini çekme işlemidir. %100’e yakın doğrulukla koroner anjio sonrasında hangi damarda ne kadar tıkanıklık var ve tedavide ne yapılmalı soruları yanıtlanmış olur. Devamını Oku... »